ÖĞRENMEYİ VE ÖĞRETMEYİ GÖREV BİLENLER ASLA YILMAZ

ÖĞRENMEYİ VE ÖĞRETMEYİ GÖREV BİLENLER ASLA YILMAZ

Cihat DÜNDAR, eğitimci yazar Muhammet Yılmaz ile sizin için konuştu. Öğreten Öğretmen Anıları isimli kitabı üzerine değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, salgının kendisini nasıl etkilediği sorusuna şöyle yanıt verdi: “ motivasyonumuzu düşürse de alıştıktan sonra avantaja dönüştürdüğümüz yanları oldu.” Yazarken insan ile ilgili her zerreden etkilendiğini öğrendiğimiz Muhammet Yılmaz, eserinde öğretmenliğin bir öğrenme vesilesi olduğunu dile getirdi ve bir itirafta bulundu: “ Öğreten Öğretmen Anıları eserinin özellikle öğretmen adayı ve mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımız için rehber niteliğinde olduğunu düşünüyoruz.”

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Muhammet Yılmaz kimdir?

Tokat ilinin Erbaa ilçesinde dünyaya gelmiş olup hayatını Amasya’da devam ettiren bir sınıf öğretmeni olarak kendimi tanımlayabilirim. On yedi yıllık öğretmenlik mesleği deneyimine sahibim ve halen bir köy okulunda sınıf öğretmeni olarak mesleğime devam ediyorum. Mesleğini severek yapan, oldukça başarılı bulduğum ve bazı konularda örnek aldığım mükemmel bir kadınla evliyim. Hayattaki en büyük şansım ve destekçim olduğunu her zaman söylerim. Kendisi özel bir teşekkürü hak ediyor.

Mesleğimi hayatıma entegre etmiş bir şekilde yaşıyorum. Hayatın her anında öğrenmeye ve öğretmeye devam ediyorum. Yaşı ne olursa olsun her insanın öğrenme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. İşimle ilgili olarak öğretmenlik yapmıyorum, öğretmenliği yaşıyorum diyebilirim. Bir mesleği yapmak ve yaşamak arasında dağlar kadar fark var. Birincisinde geçinir, ikincisinde ise gelişirsiniz…

Boşa zaman kaybetmeyi sevmiyorum. Yaşadığım her dakikanın kaliteli olması için özveri gösteriyorum. Bu sebeple çevremdeki insanlarla etkileşim içinde olmaya ve birlikte çalışmaya gayret ediyorum. Haliyle yüzlerce insanla ortak çalışmaya imza attım diyebilirim.

Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?

Ortaokul altıncı sınıfta okuyorken, Türkçe öğretmenimiz öğretmenler günü konulu şiir yazma ödevi vermişti. İlk denemem olmasına rağmen öğretmenimiz çok beğenmişti. Diğer arkadaşlarımın yazdıklarından çok farklıydı. O günden beri fırsat buldukça yazıyorum. Şiirle başlayan yazma serüvenim deneme, kompozisyon, anı, hikâye ve akademik yazılar olarak devam etti. Farklı tür ve tarzlarda yazılar yazmak bana keyif veriyor. Zaman zaman internet sayfalarında köşe yazarlığı da yapıyorum. Kendimi en iyi yazarak ifade ettiğimi düşünüyorum. Yazmayı seviyorum.

Okuduğum her kitaptan bir şeyler alıyorum. Her bir yazarın bendeki yeri farklı. Özellikle şu yazardan esinleniyorum diyemiyorum. Okuduğum her yazarda kendimden veya çevremden bir şeyler buluyorum. Dünya edebiyatı ve Türk edebiyatının klasik eserlerini fırsat buldukça okuyorum. Bazen de yeni yazarların kitaplarını okuyup, taze bakış açılarını tanıyorum.

Her insanda olduğu gibi benim de zaman zaman motivasyonum düşüyor. Bu zamanlarda Amasya Üniversitesinden hocam Doç. Dr. Murat KURT ile buluşuyoruz. Onunla birlikte vakit geçirmek enerjimi tazeliyor. Akademik alandaki çalışmalarımda onun emeğini ayrı bir yere koyarım.

Yazarken nelerden etkilenirsiniz?

İnsan. İnsanla ilgili her şey benim yazma alanıma giriyor. İnsan hayatına en yakın olan, benim en çok ilgi alanım oluyor. Bu sayede okuyana en yakın olduğumu düşünüyorum. Çevreyi ve insan davranışlarını dikkatle izliyorum. Olaylar karşısında insanların tepkilerini gözlemliyorum. Okuyucunun en fazla neye ihtiyacı varsa onu bulmaya çalışıyorum. Kendi izlediğim filmlerde ve okuduğum kitaplarda da buna dikkat ediyorum. Gerçeğe en yakın olan ben de en fazla yeri olan diyebilirim. İnsan psikolojisi ve davranışları benim özel ilgi alanım diyebilirim. İnsanları okuyorum. Olaylar karşısında, insanların beden dili ve sözcükler kullanarak nasıl tepkiler verdiklerine odaklanıyorum. Bunlar benim için kaynak oluşturuyor.

Öğreten Öğretmen Anıları isimli eserinizden bahseder misiniz?

Öğreten Öğretmen Anıları on iki meslektaşımla birlikte hazırladığımız anı temeline dayanan aslında eğitime dair çıkarımlara odaklanan kolektif bir çalışma. Alanında deneyimli meslektaşlarımla bir araya geldiğimiz bu çalışmada eğitim ortamlarını doğrudan aktarmaya çalıştık. Kitapta yer verdiğimiz anılar tamamen öğretici niteliktedir. Okuyucunun duygusal yoğunluk yaşaması yerine olayları analiz etmeye odaklanmasına özen gösterdik. Okuyanlar da bunu fark edecektir. Öğretmenlik genellikle duygusal bir meslek olarak ifade edilse de oldukça profesyonel bir meslektir. Bunu göstermek istedik.

Kitapta eğitimin tüm paydaşları yer alıyor. Öğretmen, öğrenci, veli, okul yöneticisi, müfettiş… Aklınıza gelebilecek eğitimin her paydaşı bu kitapta. Okurken bazen öğretmen olacaksınız, bazen müdür bazen de öğrenci. Şu ana kadar aldığımız tepkiler oldukça olumlu. Okuyucunun hiç sıkılmadan bitireceğini düşünüyorum. Birçok okur da zaten iki günde bitirdiği yönünde dönütler veriyor.

Öğreten Öğretmen Anıları isimli eserinizin ismi nerden geliyor?

Takdir edersiniz ki her şeyi yaşayarak öğrenemeyiz. Bazen başkalarının yaşantıları bize öğretir. Kitabın çıkış noktası tam da burası. “Yaşayan zaten öğrenmiştir, asıl mesele başkalarının yaşadıklarından öğrenebilmektir.” diyerek yola çıkmıştık. Kolektif olarak hazırlamamızdaki temel prensip de bu. Tek bir kişi tarafından aktarım yerine farklı insanlar, farklı yaşantılar ve farklı çıkarımlar. Hal böyle olunca yazarken veya okurken bizim de birbirinden farklı öğrenmelerimiz oldu. Okuyan da eminim birbirinden farklı öğrenmeler edinecek. Eğitim kitaplarında yer alan teorik bilgilerin vücut bulmuş hali olarak ortaya çıkınca ve çıkarımlar içerince ismi de “Öğreten Öğretmen Anıları” oldu. Özellikle öğretmen adayı ve mesleğe yeni başlayan arkadaşlarımız için rehber niteliğinde olduğunu düşünüyoruz. Okul hayatını yakından tanımak isteyen, olayların öğretmen tarafından nasıl cereyan ettiğini bilmek isteyen herkes için etkili bir kaynak niteliğinde diyebilirim. İnsan için küçük gibi görünen dokunuşların nasıl büyük etkiler oluşturduğunu okurken bir yandan da yaşayacaksınız.

Öğreten Öğretmen Anıları isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?

Öğretmen anıları okuyacağım diye başlardım ve yaşantıların içerisine mesajlar gizlenmiş olduğunu fark ederdim. Okuduktan sonra çevremdeki eğitim yaşantılarını sorgulamaya başlardım. Okurda uyandırmak istediğimiz etki de bu zaten.

Okuduğum kitaplarda yazara ulaşmak, bana dokunan yerler için etkileşim kurmak isterim. Okuyucunun buna hakkının olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple kitabımızda bölüm sonlarına yazara ait iletişim bilgilerini koyduk. Okur ve yazar etkileşime girebilsin diye. Okuyanda kalmasın, gerekirse tekrar yoğrulsun veya okuyucunun farklı bakış açısıyla yeni öğrenmeler ortaya çıksın diye. Kim bilir belki bu sayede biz de okurdan öğrenme aşamasına geçebiliriz.

Öğreten Öğretmen Anıları isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?

Mesleğe başlayınca genelde teorik bilgilere sahiptik. Uygulamadaki gerçek yaşantıları çoğu zaman iş başında öğrendik. Bu yaşantılar bazen acı tecrübelerle sonuçlandı. Herkes aynı şeyleri yaşamasın, yaşamadan da öğrensin istedik. Eğer okur; eğitimci ise kendi mesleki davranışlarını, eğitim paydaşı ise okula ve öğretmene karşı bakış açısını sorgulasın istedik. Öğretmenliğin aynı zamanda öğrenme süreci olduğu mesajını vermeye çalıştık. Yani öğrenme yalnızca öğrenci için değil herkes için sürekli devam ediyor.

Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Eğitim, insan psikolojisi, sosyal etkileşim ve akademik alanlarda hazırlıklarım var. Her biri farklı temaları içeriyor. Kolektif çalışmaların yanı sıra tamamen kendi ürünümüm olan çalışmalar da ilerleyen yıllarda karşınızda olacak inşallah. Hazır oldukça okuyucuyla buluşacaklar.

Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?

Sosyal ilişkilerimiz kısıtlandı, çalışma hayatımızı uzaktan devam ettirmek zorunda kaldık. Alışık olmadığımız bu durum başlarda strese yol açıp motivasyonumuzu düşürse de alıştıktan sonra avantaja dönüştürdüğümüz yanları oldu. Uzaktan toplantılara katılabilmek ve uzaktan eğitim imkanlarından faydalanmak açısından verimli bir sürece dönüştürdüğümü söyleyebilirim.