Son Dakika Haberler

AKADEMİSYEN YAZARDAN NET TAVIR: KESİN BİLGİ DEĞİLDİR YAYMAYALIM

AKADEMİSYEN YAZARDAN NET TAVIR: KESİN BİLGİ DEĞİLDİR YAYMAYALIM
Okunma : 211 views Yorum Yap

AKADEMİSYEN YAZARDAN NET TAVIR: KESİN BİLGİ DEĞİLDİR YAYMAYALIM

Doçent Doktor Zerrin Gamsızkan ile sizin için konuştuk. Cihat DÜNDAR’ın sorularını yanıtlayan Zerrin Gamsızkan meslek hayatı ve Kesin Bilgi Değildir Yaymayalım adlı kitabı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Yazarlık kariyerinin aslında çok okumaktan kaynaklandığını ve sonrasında bir tutkuya dönüştüğünü öğrendiğimiz Doçent Doktor Zerrin Gamsızkan Kesin Bilgi Değildir Yaymayalım ile ilgili bilinmeyenleri anlattı, yeni çalışmalarının müjdesini verdi ve bir itirafta bulundu. “ Yazmak insanın gözlerini ve kulaklarını herkese ve her nesneye açıyor.

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Zerrin Gamsızkan kimdir?

Sakarya’da doğdum ve lise hayatıma kadar orada okudum. 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini kazanıp 6 yılda mezun oldum. Ardından 4 yıl kadar pratisyen hekim olarak çalıştım. 2003 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Aile Hekimliği Uzmanlığı eğitimine başlayıp 2007 yılında uzman hekim unvanını kazandım. 2018 yılına kadar çeşitli illerde Aile Hekimliği uzmanı olarak görev yaptım. 2018 yılında Düzce Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliğine başladım. Şu anda halen aynı Üniversite’de Doçent Doktor olarak görev yapmaktayım. Bunların yanı sıra 2016-2020 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Felsefe bölümünden lisans eğitimimi tamamladım. Bir de ‘’Tıp Eğitimi ve Bilişimi’’ yüksek lisansımı da tamamladım. Tıp eğitiminde değişik eğitim yöntemleri konusunda çok ilham aldığım bir eğitim oldu bu yüksek lisans.

Yazarlık kariyeriniz nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?

Aslında akademik olarak bir çok makale ve kitap bölümü yazdım şimdiye kadar ama kariyer anlamında 2022 yılında başladı diyebiliriz. Özel olarak şu isim diyebileceğim tek bir kişi yok açıkçası. Öncülük anlamında birçok kişiden ilham aldım. Şimdiye kadar yaşamış bilim adamları ve filozofların yaşam ve mücadele öyküleri beni çok etkilemiştir hep. Yazar olarak okumaktan büyük keyif aldığım bir çok yazar var. En başta Umberto Eco, Haruki Murakami, Jose Saramago, İtalo Calvino, Nigel Warburton. Ülkemizde bu ara Murat Gülsoy’un kitaplarını çok okuyorum. Sezgin Kaymaz’ı mesela tarz olarak severim. Çok sayıda var yani öncül ve ilham kaynaklarım.

Yazarken nelerden etkilenirsiniz?

Etrafımda olan her şey yazma dürtümü tetikleyebiliyor. Çocukluğumdan beri kitap okumak bende bir tutku. Okumadığım zamanlar kendimi eksik ve gergin hissediyorum diyebilirim. Çok okuyanlar bilir, bir yerden sonra okumaktan sıkılma diye bir şey başlar insanda. Gerçek anlamda sıkılma değil bu tam olarak. O dönemi atlatmak için çok okuyan insan yazmaya başlar. Bende de öyle başladı. Şu anda dışarıda gördüğüm bir hayvan, izlediğim bir belgesel, bir seminerde dinlediğim bir düşünce, her şey beni etkiliyor. Primer mesleğim olan hekimlikte aynı zamanda hocalık da yapıyorum. Uzmanlık öğrencileri ve tıp fakültesi öğrencilerime derslerimizle ilgili eğlenceli ve bilgi aktarıcı hikâyeler yazıyorum şu aralar. O yüzden son zamanlarda sağlık bilgisi içerikli yeni konulardan etkileniyorum. Az önce hastane koridorunda karşıdan gelen bir kadının eteğini yorumlayan iki kadının konuşmasına şahit oldum mesela. Onu kesin bir romanımda kullanırım büyük ihtimalle. Yazmak insanın gözlerini ve kulaklarını herkese ve her nesneye açıyor özetle.

Kesin Bilgi Değildir Yaymayalım adlı kitabınızdan bahseder misiniz?

Bu kitaba ilk başta bir deneme olarak başlamıştım. Kitabın konusu ve içinde de bu konudan bahsediyorum aslında. Sonradan bir romana çevirme kararı aldım. İkinci Üniversite eğitimi olarak felsefe bölümünü bitirdiğimden bahsetmiştim. Felsefe lisans dersleri arasında olan bilim felsefesi dersi çok ilgimi çekmişti. Bilim yapan bir akademisyen olarak daha fazla merak edip geniş çapta okudum bu konuyu. Bilgi toplama hastasıyım galiba. Bir konuyu merak ettiysem her türlü kaynaktan okuyup kendime bir sentez yapıyorum. Daha önce de belirttiğim gibi çok okuyunca doğal olarak yazmaya başlıyor insan düşündüklerini. Öyle bir dürtüden çıktı bu kitap.

Kesin Bilgi Değildir Yaymayalım adlı kitabınızın ismi nereden geliyor? Eseri okur gözüyle yorumlar mısınız?

Bu isim, muhtemelen düşüncelerinden etkilendiğim bir filozoftan kaynaklandı. Protogoras, M.Ö. 481 ila M.Ö. 420 yılları arasında yaşamış bir filozof. Hakikatin ve değer yargılarının toplumlara, hatta tek tek insanlara göre değiştiğini dile getiren bir sofist. Kendisinden sonra birçok felsefi akımı etkilemiş düşünceleri ile. Temelde insanların elindeki bilginin tek bir modeli olmadığını, yaşanılan dönemlere ve kültürlere göre eğilip büküldüğünü anlatmaya çalışmış kendi döneminde. Onunla ilgili bir Caps vardı. ‘’Kesin bilgi diye bir şey yoktur, yaymayalım ‘’ diye. Çok hoşuma gitmişti. Günümüzün hızla değişen bilgi ve değerlerine atıf yapmak için ders slaytlarımda da kullanmıştım hatta bu eğlenceli cümleyi. Roman yazmaya başladığım anda bu başlığı attım bir anda. Sonradan çok düşünüldü tabii üstünde. Bu arada bir kitabı yazmaktan daha zor olan başlığına karar vermekmiş onu anladım bu süreçte. Üstünde düşündük fikrine güvendiğim dostlarımla. Kesin Bilgi Değildir Yaymayalım’da netleştik.

‘’Eseri okur gözüyle yorumlar mısınız?’’ sorusu çok zor yanıtlanabilir diye düşünüyorum. Hiç kimse kendi yazdığı bir eseri objektif bir şekilde değerlendiremez herhalde. Okuyan insanların yorumlarından yola çıkarak iyi bir eser olduğunu düşünmeye başladım. En azından aktarmak istediğimi iletmişim okuyucuya onu söyleyebilirim. Çok akıcı diyen oldu, çok eğlenceli diyen oldu, birçok konuda merak ettiren ve çeşitli notlar aldığım bir kitap diyen oldu, bilgimi arttırdım diyen oldu.

Yeni çalışmalarınız nelerdir?

Az önce bahsettiğim hikâyeleri bir kitap halinde toparlıyorum. İlk önce onu yayıma çıkarırım diye düşünüyorum. Onun dışında yine bilgi aktarımı konseptli ilginç konularda roman taslaklarım var. Tarihte bizi etkileyen değerli düşünürlerin olduğu bir romanım var mesela. O beni çok heyecanlandırıyor. Hekimlik mesleğinin evrimi ile ilgili bir romanım da var. Hikâye kitabından sonra ilk onu bitirmek istiyorum. O kitap da çok ilgi çekecek diye düşünüyorum.