SOYSUZLAR GEÇİDİ OKUMADAN GEÇİLMEMELİ
Genç yazar ve senarist Levent Tarık Şencan ile sizin için konuştuk. Cihat DÜNDAR’ın sorularını yanıtlayan Levent Tarık Şencan, Soysuzlar Geçidi adlı kitabı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Yazarken okuduğu şeylerden ve günlük hayatta meydana gelen olay ve dile gelen sözlerden etkilendiğini öğrendiğimiz Şencan, Soysuzlar Geçidi isimli kitabı ile ilgili merak edilenleri yanıtladı ve okurlarına yeni kitap müjdesini vererek bir itirafta bulundu: “ Kendi başına bir film sahnesi olacak şeyleri aslında her gün yaşıyoruz ve geçip unutuyoruz.”
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Levent Tarık Şencan kimdir?
Levent Tarık Şencan genç bir yazar, senarist, oyuncu ve ses dublaj sanatçısıdır.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık serüvenime 16 yaşında bir gençken birden bire aklıma gelen bir yazma isteğiyle başladım ve hâlâ o şekilde devam ediyorum. Eserlerimi ilk kez yazmaya başladığım yıllarda bir rastlantı sonucu eserlerimi okuyup beğenen Mustafa Sefa Güvenir’in pek çok kez sanat camiasında bana desteği bulunmuştur.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Okuduğum şeylerden, izlediğim filmlerden veya gördüğüm tablolardan etkilenirim. Bunun yanı sıra gündelik hayattan, normal bir insan olarak yaşamaktan da etkilenirim. Açıklamam gerekirse bazen sadece basit bir gün ve o gün içerisinde duyduğum cümleler bile içimde başta sarkazm olmak üzere birçok duyguyu uyandırmayı başarmıştır. Kendi başına bir film sahnesi olacak şeyleri aslında her gün yaşıyoruz ve geçip unutuyoruz.
Soysuzlar Geçidi isimli eserinizden bahseder misiniz?
Soysuzlar Geçidi, İvan Romanov ve Mark isimli iki kurgusal karakterin etrafında başlayan ve kitaptaki tüm ana karakterlerin memleketleri olan Rusya’dan sürülmesiyle başlayan maceraları konu alan bir kitaptır. İki dünya savaşı arasında başlayan bu kitap, insanların hiç alışık olmadıkları durumlarla başa çıkmak için kendilerinden ne kadar başkalaşabileceğine dair örneklerle doludur.
Soysuzlar Geçidi isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Soysuzlar Geçidi ismi, kitabın geçtiği zamandan geliyor. Bolşevik devrimi sırasında geçen kitapta başını sosyalist ve anarşistlerin çektiği tarafın kendilerine Bolşevik -yani Rusça anlamıyla çoğunluk- ana karakterimiz olan İvan ve yandaşlarına ise -ki İvan’ın kendisi bir soylu olur- Menşevik yani azınlık demesinden geliyor. Kitapta bahsi geçen bu iki taraf bir nevi “Soylular ve Soysuzlar” arasında geçen bir savaş olduğundan mütevellit azınlık olan soyluların hayatta kalmak için, çoğunluk olan soysuzların geçidinden geçmesi gerekmektedir.
Soysuzlar Geçidi isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Soysuzlar Geçidi aslında kafamızda bir yere yerleştirdiğimiz, belli bir sınıf içinde kanıksadığımız insanların -örneğin ünlü veyahut kanaat önderinin- aslında özlerinde olan şeylerin düşündüğümüz gibi olmayacağını ve olamayacağını anlatır. Bunun yanı sıra kitap tarih sevmeyen veya konuyla alakalı hiçbir bilgisi olmayan insanların dahi keyifle okuyabileceği su gibi akan bir kitaptır. Şüphesiz bu özelliğinin sırrı vermesi gereken şeyleri doğru bir dozda vermesidir.
Soysuzlar Geçidi isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Soysuzlar Geçidi, içerisindeki her bir karakterin kendi mesajını taşıdığı, birden fazla mesaj veren bir kitaptır. Ana karakterlerden İvan, güvenin ne gibi fedakârlıklar gerektirdiği ve bedelinin ne olabileceğinin, Mark bir insanın kişiliğinin ve psikolojinin aslında ne kadar sağlam olursa olsun pamuk ipliğine bağlılığının, Alexandra idealizmin insanı kendi benliğinden ne kadar uzaklaştırabildiğinin, Mikhail ve Valerya ise her neslin kendilerinden öncekilerin yaptıkları hataları yapmama şansının olduğu mesajını vermektedir.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Şu anda fantastik bir evrende geçen bir roman yazmaktayım. Kendisinin bir seri olmasını planlıyorum. Ayrıca Soysuzlar Geçidi romanımı film yapmak istediğim için onu senaryo haline getirmekteyim.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)