O KALEMİNİ “KIRILIRKEN” KONUŞTURDU
Cihat DÜNDAR, ödülü yazar Hanife Aydın ile sizin için konuştu. Bu Aşka İdam isimli kitabı üzerine değerlendirmelerde bulunan Hanife Aydın yazarlık yeteneğinin kendisinde doğuştan var olduğunu dile getirdi. Yazarken kokusuz mumlardan etkilendiğini öğrendiğimiz genç yazar Bu Aşka İdam adlı eseri ile ilgili merak edilenleri yanıtladı ve beklediğinden çok daha olumlu dönüşler aldığını söyledi. Heyecanla bekleyen okurlarına yeni kitap müjdesini de veren Hanife Aydın Altın Kalem ödülünü almış olmanın verdiği mutluluğu gazetemizde dile getirdi ve bir itirafta bulundu. “ Yazarken kendimi çok kaptırıyorum.”
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Hanife Aydın kimdir?
1 Ocak 1997 yılında Üsküdar’da doğdum. Liseyi Şişli Endüstri Meslek Lisesi, Fiat Laboratuvarda Otomotiv Teknolojileri Bölümünde okudum. 2014 yılında İstanbul AYDIN Üniversitesi Otomotiv Teknolojileri Bölümünü kazandım. 2.sınıfta da ikinci üniversite olarak Atatürk Üniversitesi İş Sağlığı Bölümünü uzaktan eğitim alarak okumaya başladım. İki üniversiteden bir yıl arayla mezun oldum.
2018 yılında Beykent Üniversitesi Makine Mühendisliği İngilizce Bölümünü kazandım ve şu an son sınıf öğrencisiyim.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazma yeteneğimin benim yaradılışımda olduğunu düşünüyorum. Mesela ben kitap yazmanın ya da şiir yazmanın ne demek olduğunu daha bilmeyen yaştayken, hayal gücümdekileri ve duyguları kâğıda dökmeye çalışıyordum. Zamanla da yaptığım şeyi aslında genel anlamda yazarların, şairlerin yapmış olduğunu öğrendim. Hatta ailem ve o zamanki ilkokul hocalarım başarının sadece eğitimde olduğunu düşündükleri için yazdığım eserleri görmezden gelip, eserlerimi saklıyorlardı.
Evet sonunda onların istediği başarıyı; 25 yaşımda iki üniversite okuyup ve şu anda üçüncü üniversiteyi Makine Mühendisliği İngilizce bölümünün son sınıf öğrencisi olarak sağladım. Bunları yaparken de yeteneğimi tıpkı ailem gibi görmezden gelmeyip, hayatımın önemli noktasına koydum. Ve böylece güzel eserler çıkardığımı düşünüyorum.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Kokusuz mumlardan desem komik olur mu? Cidden ciddi anlamda mumlar beni çok etkiliyor. Bir de gecenin sessizliği. Mesela yazdığım zaman yalnızlığa ihtiyacım olması gerek. Yani ne odama biri girip çıkacak ne de telefon olacak elimde. Yazdığımda cidden kendimi çok kaptırıyorum.
Bu Aşka İdam isimli eserinizden bahseder misiniz?
Tabii, güzel bir geleceğe hayatımızda önemli biriyle ya da yakınlarımızla ilerlerken, hayatın hiç tahmin edemeyeceğimiz fırtınasıyla karşılaşırız. Olumsuzluklar bir halka gibi bizi içerisine alır ve sesimizi kimsenin duymasına izin vermez. Bu yüzden bizdeki duyguların çığlıkları sarar dört bir tarafımızı. Yalnızlıksa bizimle artık arkadaş olur. Zamanla da rüzgâr durur ve güneş girer bugünlerimize. Fakat artık çoktan yaralanmış, yalnız bir şekilde ilerleriz yarınlara. Geçmişteki bastırdığımız acıları zamanla unuturuz sanırız ama yanılırız. O acı veren geçmiş bizden asla gitmez. Sadece o duyguların sesini duymamaya alışmışızdır. Bu durum bizi olgunlaştırır ve içimizdeki çocuğu öldürür. Mesela yaşanılanların sadece bizde olduğunu düşünürüz. Bu yüzden kabullenişler girer hayatımıza ve keşkeler sarar dilimizi. Sahte gülüşlerde cabası. Anlık mutluluğu, huzuru, neşeyi, aşkı hatta içten gelen kahkahayı bile unuturuz. Bu yüzden bu kitap içimizdeki yaralarla yüzleşmeyi sağlıyor ve yüzleşme sonrası veda etmenin gerektiğini söyleyen şiirler ve denemelerden oluşuyor.
Bu Aşka İdam isimli eserinizin ismi nerden geliyor?
Şöyle kısa bir şey anlatacağım. Ben kitabımı yazdıktan sonra mizanpaj aşamasında yatağımın üzerinde çalışıyordum. Kitabımın adı daha belli değildi. Ben bir şeyler yazdığım cümleleri bilgisayarıma geçirirken, annem yanıma geldi ve kitabı yazdığım kalemimin üzerine fark etmeden oturup kalemimi çatlattı. Ve bana bakarak kalemini idam ettim dedi. Orada tüm her şeye ışık oldu. Çatak kalemi elime alıp son sözcülerimi yazdıktan sonra da komple kırdım. Biliyoruz ki idam kararları verilen ülkelerde hâkimler idam kararı vermek zorunda kaldıktan sonra kalemlerini kırarlarmış.
Bunun nedeni, bir daha idam kararı vermek istemediğinin göstergesiymiş. Cumhuriyetin ilanından sonra ortaya çıkmış ve gelenek haline gelmiş. Bende bunun üzerine okuyucularımdan geçmişi ve geçmiş aşkı, hayatın acısı her ne olursa olsun idam etmelerini ve idam etmeden de son cümlelerini yazmaları için boş sayfa bıraktım. Buraya da resmi olarak idam kararını yazmış olacağı içinde kalem kırmalarını istedim ve bana bu durumun resmini paylaşmalarını söyledim. Kalem kıran bana resim atıyordu. Sırf şunu da söyleyeyim fuzuli masraf olmasın diye kalemlerinin uçlarını kırmalarını ya da uçlu kalemle yazanlar içindeki ucu kırmasını falan istedim. Direkt herkese kalem kırın demedim. Aman arkadaşlar kitabımı okuduktan sonra lütfen direkt kalem kırmayın sonra ülkemizde ağaçları bitirmeyelim. Tabii bu şakayı yaparken güldüğümü göremiyorsunuz ama hissettiğinize eminim.
Bu Aşka İdam isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Kitabımın her sayfası çok beğenildi. Hiç bu kadar güçlü bir etki olacağını düşünmemiştim mesela. Beğenilmeyen bir şiir ya da söz olmadı. Hatta çok komik gelecek ama bana bu kadar derin duygular yaşattığım için kızanlar oldu. Yani tüm okuyucularım kendinden bir şey buldu kitabımda ve onlardan bahsettiğimi düşündüler. Kimisi bana hayatımın belli noktasında mı vardın ya da hayatıma kameramı koydun derken, kimisi beni Instagram hesabımdan arayıp dertlerini anlattı. Okuyucularımın en yakın arkadaşı olmayı başarabildim. Tıpkı istediğim gibi.
Altın Kalem Ödüllerinde Bu Aşka İdam eseriniz ödüle layık görüldü. Bu başarınızı neye borçlusunuz?
Hayallerime. Ben hiçbir zaman hayallerimi arkamdan getirmedim. Ya da bir hayalin arkasından gitmedim. Ben hayallerimin yanında yürüdüm her zaman. Böylece neyi hayal ettiysem oldu iyi ya da kötü. Bir de kendine inanmak çok çok önemli. Yapacağın işte başarılı olacağından tut her şeye. Bir kişinin isteyip de yapamayacağı bir şey yok.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Polisiye bir kitap. Bu Kitabımı daha lise zamanında bir öykü yarışması için yazmıştım. Çok beğenilmişti ailem ve okulda hocalarım tarafından fakat ben yarışma günü öykümü yanıma getirmemiştim. Bu yüzden yarışmaya katılamadım. O zaman dedim ki kendime, kimseye duyuramadığım öykümü, kitap olarak yazacağım. Bu şekilde o öyküyü bir polisiye romanına çevirdim. Çok fazla konuşmak istemiyorum bu kitabım hakkında büyüsü kaçmaması için ama şunu söylemek istiyorum heyecanı barındıran bir kitap oldu. Gerçekten muhteşem bir kitap olduğuna inanıyorum. Yakın zamanda çıkartmayı düşünüyorum Allah’ın izniyle.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)