ARAŞTIRMACI-YAZAR’DA SANAT SEVDASI DA VAR
Araştırmacı yazar ve sanatçı Nodira Güçsav ile sizin için konuştuk. Cihat DÜNDAR’ın sorularını yanıtlayan Nodira Güçsav çok okunan kitapları ve sergilerde yoğun ilgi ile karşılanan tablo tasarımları üzerine değerlendirmelerde bulundu. Araştırmacı kimliği ile ilham veren Nodira Güçsav ile yaptığımız keyifli sohbetimiz sizlerle.
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Nodira Güçsav kimdir?
1974’de Özbekistan’da doğdum. Kendi ilimizdeki üniversitenin biyoloji fakültesine girdim. Üniversiteyi tamamladıktan sonra aynı üniversitede hem stajyer hem eğitimci olarak çalışmaya başladım.
Doktoram Tuz Gölleri hidrabiyolojisi üzerineydi ve Aral Gölü’nün hidrabiyolojisini de kapsıyordu. Doktoramı 2004 senesinde tamamladım. Yurtdışında birçok yerde stajlara vs konferanslara katılmaya başladım.
Yazarlık kariyeriniz nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Türkiye’ye gelme nedenim Türkler ile beraber bir proje yapmaktı. Ama bir türlü olmadı. Birçok üniversite ve hocalar ile görüşmeme rağmen aynı uzmanlıktaki insanları burada bulamadım.
Yazarlık kariyeriniz nasıl başladı?
Sanat ve edebiyat ile de ilgileniyordum her zaman. İşimin arasında o alandaki çalışmaları da yürütüyordum. Özbekistan’da gazete ve dergilerde yayımlanmaya başlamıştı yazılarım ve artık sıkı takipçilerim vardı. Biyoloji ile beraber o çalışmalarımı da yürüttüm, hatta daha bir tutkuyla yapıyordum.
Fakat bana şu lazımdı. Bana bir yazar veya ressam olabilmek için hayatından içinden bir takım deneyimlere, tecrübelere, bilgiye ve olgunlaşmaya ihtiyacım vardı. O yüzden ilk kitabımı 2009 yılında Özbekistan’ya yayımladım. Türkiye’de de 2012 yılında kitabım yayına girdi.
Yedi eseriniz ile okurlarınızı farklı yolculuklara çıkıyorsunuz. Bu eserlerinizden söz eder misiniz?
2013 senesinde İstanbul’dan İzmir’e taşındım. Eşim ile birlikte İzmir’de Sanat Atölyesi kurmaya karar verdik. Bunun nedeni de bize benzeyen insanları; sanatı, edebiyatı, dünyayı kavramaya çalışan insanları bir araya getirip beraber etkinlik yapmak, sohbet etmek. Tutkulu ressamları, yaratıcı insanları bir araya getirmek gibi bir planımız oldu. Sanat Atölyesini hazırlarken yazdığım kitaplarda vardı.
Edebiyat öğretmenleri tarafından çocuklar için bir roman yazmam istendi. Ancak bunu yetişkinler için de uygun olacak bir dille yazmam istendi. Ondan sonra Gizli Kapı isimli kitabım yayınlandı. 2009 senesinden bu yana Türkiye’de Spiritüel konular üzerine yayımlanan dergilerde yer aldım. Ayda bir kaç yazı veriyordum.
Sürekli araştırma yaptığım için sürekli yazıyordum. Onlar yayınlandıkça o yazıları da bir kitap haline getirmeye karar verdim. Arkasından Altın Hızma şiir ve deneme kitabım Yol Akademi tarafından yayımlandı. Şimdi Gelecekten Mektuplar ve Ateşin Fısıltıları adlı kitaplarım için son aşamaya geldik.
Kitaplarımın içeriğini şöyle anlatabilirim; bilinç uyanışı, ve şuur kavramı, ruh ve ruhsallık nedir? Yani bir insan modern kültüre doğduğu zaman hangi manevi değerlere daha çok değer vermesi lazım? Modern kültürde ubanizm kültüründe bazı değerlerimiz dejenere olmuştur. Bu durum insanların içini boşaltıyor, ruhsal hastalıklara yol açıp vücudumuzu da etkiliyor. Hayatı değiştirmek ne ile mümkün? Kendimizi arındırıp, ruhumuzu yeniden uyandırmak gibi konuları çok düşünüp araştırıyorum.
Deneyimlerimi başka insanlarla da paylaşmayı sevdiğim için yazıyorum. Onlar da yayınlanan çalışmalarımı okuyup düşüncelerini aktarıyor. Geri dönüşler beni mutlu ediyor. Kendini arayan, arayışta olan insanlarla tanışmak beni çok mutlu ediyor. Bu yönde birçok arkadaşım var. Aramızda düşünen, araştıran gençlerin olması çok güzel. Bu gençler ile beraber daha önce bir planımız vardı Şahmeran Grubu olarak o düzeye getirmeye çalıştığımız bahçemizde atölye açtık.
Sizin imzanızı taşıyan tablolar ile birçok sergide yer alıyorsunuz. Sergide eserlerinize gösterilen ilgiyi tarif etmenizi istersek neler söylersiniz?
Birkaç senedir şamanizm ile ilgili, mitoloji ile ilgili özellikle Türk mitolojisi ile ilgili yeni dünyaya karşı bakış açısı olan şair, yazar, ressam, düşünür arkadaşlar ilk etkinlikler yapmaya başladık. Etkinliklerimiz artık geleneksel olmaya başladı. Kimin ilgisi varsa Mayıs- Temmuz ayları arası etkinliklere bekliyoruz.
Şahmaran etkinlikleri nedir derseniz çok yönlü bir etkinliktir; Görsel Sanat, El Sanatları, Edebiyat, Felsefe gibi birçok alan var. Jüri seçimiyle beğenilen seçilen eserler Uluslararası bir antolojide sergilenecektir. Seneye de bu eserlerin sahipleri jüri olacaktır.
İlk sergim 24 yaşımda oldu, Türkiye’de ilk sergim 2009’ da oldu. İstanbul Taksim Sanat Galerisinde ve ondan sonra başka birçok ilde de oldu ( Konya, Antalya, İzmir vs). Karma sergilere aktif olarak katılıyorum. 2009’ da Çin’de de kişisel sergi yaptım.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)